Web3, internetin merkezi olmayan, blok zincir destekli ve kişiselleşmiş halini ifade eden bir kavramdır. Web3, kullanıcıların verilerini ve kimliklerini kontrol etmelerini, merkezi güçlerin etkisinden kurtulmalarını ve eşten eşe işlemler yapmalarını sağlar. Ethereum’un kurucularından Gavin Wood tarafından 2014’te ortaya atılan bu fikir, internetin daha demokratik ve kullanıcı odaklı bir geleceğe doğru evrilmesini hedeflemektedir1.
Web3, büyük teknoloji şirketlerinin hakimiyetindeki bir internet yerine, kullanıcılar tarafından inşa edilen, işletilen ve sahip olunan bir yapıyı benimser. Bu yeni internet aşaması, blok zincirleri, kripto para birimleri ve NFT’ler gibi teknolojileri kullanarak gücü şirketlerden alıp bireylere verme potansiyeline sahiptir2.
NFT, “Non-Fungible Token” yani “Değiştirilemeyen Token” anlamına gelir ve dijital varlıkların benzersiz ve değiştirilemez bir biçimde temsil edilmesini sağlayan bir kripto para birimi terimidir1. Her NFT, blok zinciri teknolojisi kullanılarak oluşturulan, taklit edilemez ve tekrar üretilemez bir dijital sertifikadır. Bu sayede, dijital sanat eserleri, müzik, videolar ve diğer dijital içerikler gibi varlıkların sahipliği ve orijinalliği kanıtlanabilir2.
Web3 ile ilişkisi ise, Web3’ün merkezi olmayan internet anlayışı ve blok zinciri teknolojisi üzerine kurulu olmasıdır. NFT’ler, Web3 ekosisteminde dijital varlıkların sahipliğini, güvenliği ve transferini sağlayan araçlardır. Web3 teknolojisinin geliştirilmesinde ve optimizasyonlarında NFT’ler önemli bir role sahip olup, kişilerin dijital varlıklar üzerinde tam kontrol ve sahiplik sağlamalarına olanak tanır3. Bu sayede, Web3’ün merkeziyetsiz ve kullanıcı odaklı yapısına katkıda bulunurlar4.
NFT’lerin kullanım alanları nelerdir?
NFT’ler, dijital varlıkların benzersizliğini ve sahipliğini belgeleyen blok zinciri tabanlı teknolojilerdir ve çeşitli sektörlerde kullanılmaktadır. İşte NFT’lerin bazı yaygın kullanım alanları:
- Sanat ve Koleksiyonerlik: Sanatçılar, eserlerini dijital olarak satarak mülkiyet haklarını koruyabilir ve eserlerinin orijinalliğini kanıtlayabilir1.
- Oyunlar: Oyun içi varlıklar, karakterler veya araziler gibi dijital öğeler, NFT’ler aracılığıyla alınıp satılabilir2.

- Müzik: Müzisyenler, eserlerini NFT olarak yayınlayarak telif haklarını yönetebilir ve gelir elde edebilir3.


- Moda: Tasarımcılar, sınırlı sayıda üretilen giyim eşyalarını veya aksesuarlarını NFT olarak satabilir5.


- Finans: NFT’ler, finansal enstrümanlar veya sözleşmeler gibi varlıkların sahipliğini temsil edebilir6.
Bu kullanım alanları, NFT teknolojisinin hızla geliştiğini ve gelecekte daha da çeşitleneceğini göstermektedir.
NFT’ler, blok zinciri teknolojisi kullanılarak oluşturulan ve her biri benzersiz bir dijital kimlik numarasına sahip olan dijital varlıklardır. İşte NFT’ler hakkında daha fazla bilgi:
- NFT Oluşturma: NFT’ler, genellikle Ethereum gibi blok zincirlerinde oluşturulur ve akıllı sözleşmeler ile ERC-721 veya ERC-1155 gibi token standartları kullanılarak üretilir1.
- Benzersizlik ve Değiştirilemezlik: NFT’ler, sahiplik, tarihçe ve otantikasyon gibi özellikleri içeren tamamen şeffaf bir dijital varlık olarak işlev görür1.
- NFT Pazarları: Binance NFT Pazarı, OpenSea ve Treasureland gibi platformlarda NFT alım satımı yapılabilir2.
- NFT’nin Sahipliği: Bir NFT’nin aynı anda sadece bir sahibi olabilir ve mülkiyet, diğer tokenler tarafından çoğaltılamayan benzersiz bir kimlik ve meta veriler aracılığıyla yönetilir2.
- Hisseli NFT’ler: Hisseli NFT’ler, bütün haldeki bir NFT’nin alınarak küçük hisselere bölünmesi ve her hissenin farklı bir kişiye ait olabilmesi anlamına gelir2.
NFT’ler, dijital dünyada orijinallik ve sahipliğin doğrulanabilir bir kanıtı olarak önemli bir rol oynar ve Web3 ekosisteminin önemli bir parçasıdır.
Web3 ile ilgili bir örnek olarak Sapien platformunu verebilirim. Sapien, Ethereum blok zincirinden yararlanan ve kullanıcıların demokratik bir şekilde içerik paylaşımı yapabildiği bir sosyal haber platformudur1. Bu platform, kullanıcıların kendi içeriklerini oluşturmasına ve paylaşmasına olanak tanırken, aynı zamanda merkeziyetsiz bir yapıda çalışır. Bu, Web3’ün temel prensiplerinden biri olan merkeziyetsizliği ve kullanıcıların veri üzerindeki kontrolünü güçlendiren bir örnektir.
Bir diğer örnek ise IDEX adlı platformdur. IDEX, ERC-20 token’larının ticareti için kullanılan popüler bir merkezi olmayan borsadır ve kullanıcılar için güvenli bir arayüz sağlar2. Bu tür platformlar, kullanıcıların kendi varlıklarını yönetmelerine ve merkezi otoriteler olmadan işlem yapmalarına imkan tanıyarak Web3’ün vizyonunu hayata geçirir.
Web3’ün avantajları nelerdir?
Web3, internetin yeni ve gelişmiş bir versiyonu olarak birçok avantaj sunar. İşte Web3’ün bazı önemli avantajları:
- Daha Yüksek Veri Güvenliği: Web3, verilerin şifrelenmesi ve dağıtık bir ağda saklanması sayesinde daha güvenli bir internet ortamı sağlar1.
- Gerçek Anlamda Veri Mülkiyeti: Kullanıcılar, kendi verilerinin sahibi olur ve bu veriler üzerinde tam kontrol sahibi olabilirler1.
- Finansal Özgürlük: Kripto para birimleri ve DeFi (Decentralized Finance) uygulamaları aracılığıyla kullanıcılar finansal işlemlerini merkezi otoriteler olmadan gerçekleştirebilirler1.
- Gelişmiş Sosyal Etkileşimler: Web3, kullanıcıların içerik oluşturma ve paylaşımında daha fazla söz sahibi olmalarını sağlar1.
- Merkeziyetsizlik: Web3, gücü büyük teknoloji şirketlerinden alıp bireylere vererek daha demokratik bir internet sunar2.
Bu avantajlar, Web3’ün kullanıcı odaklı, güvenli ve özgür bir internet deneyimi sunma potansiyeline işaret eder.
Merkezi olmayan borsalar (DEX’ler), kullanıcıların aracılar olmadan doğrudan birbirleriyle kripto para birimleri takas edebilecekleri eşler arası pazar yerleridir. İşte merkezi olmayan borsaların çalışma prensipleri:
- Akıllı Sözleşmeler: DEX’ler, işlemleri kolaylaştırmak için blockchain ağında akıllı sözleşmeler kullanır1.
- Cüzdan Bağlantısı: Kullanıcılar, kendi özel cüzdanlarından doğrudan işlem yaparlar, böylece fonlarını tam kontrol altında tutarlar1.
- Şeffaflık: DEX’ler, fon hareketleri ve ticaret mekanizmaları konusunda tam bir şeffaflık sunar2.
- Ücretler: Kullanıcılar genellikle ağ ücretleri ve ticaret ücretleri öderler2.
- Merkeziyetsizlik: DEX’ler, merkezi bir arıza noktası olmadan ve dağıtılmış paydaşlardan oluşan bir toplulukta merkezi olmayan mülkiyet sağlar2.
Bu özellikler, DEX’lerin geleneksel merkezi borsalardan farklı olarak nasıl işlediğini gösterir ve kullanıcılara daha fazla kontrol ve güvenlik sunar.
Merkezi olmayan borsaların (DEX’ler) birçok avantajı olmasına rağmen, bazı dezavantajları da bulunmaktadır. İşte DEX’lerin karşılaştığı bazı yaygın sorunlar:
- Düşük Likidite: Merkezi borsalara kıyasla DEX’ler genellikle daha düşük likiditeye sahiptir1.
- İşlem Hızı: Blok zinciri üzerinde gerçekleştirilen işlemler nedeniyle işlem hızları yavaşlayabilir1.
- Yüksek İşlem Ücretleri: Ağ tıkanıklığı yaşandığında, zincir üstünde gerçekleştirilen işlemler için daha yüksek işlem ücretleri talep edilebilir1.
- Kullanıcı Deneyimi: Merkezi olmayan borsalar, genellikle merkezi borsalar kadar kullanıcı dostu arayüzlere sahip değildir2.
- Özellik Eksikliği: Zararı durdurma emirleri ve marj ticareti gibi bazı gelişmiş işlem özellikleri DEX’lerde bulunmayabilir2.
- Ölçeklenebilirlik Sorunları: DEX’ler, temel aldıkları blok zinciri ağlarının ölçeklenebilirlik sınırlamalarına tabidir3.
Bu dezavantajlar, DEX’lerin kullanımını sınırlayabilir ve bazı kullanıcılar için merkezi borsaları daha cazip hale getirebilir. Ancak, teknoloji geliştikçe ve blok zinciri altyapıları iyileştikçe, bu sorunların üstesinden gelinmesi beklenmektedir.